Mustafa Gültekin

Mustafa Gültekin

seferisair@gmail.com

Erkan, neden sürekli hata yapıyor?

22 Aralık 2025 Pazartesi 14:20

Bana kalsa, Erkan'ın Alinur'u andıran o güldürmeyen fıkra tadındaki zaman ve imkan israfı icraatları için kalemi terletmeye değmez, ama okur fikrimi sorduğu için terletmesem de azıcık yoracağım.

Tamam, azıcık yoracağım, ama edebiyat sosuna fazla bulanmış uzun ve ağdalı cümleler kurarak sizi fazla yormayacağım. Bu sefer daha kestirmeden, kitabın orta yerinden yazacağım. Yani, taktik maktik yok, bam, bam, bam...

Hadi gelin o zaman, başlayalım...

Efendim, kibrin salgın hastalığına yakalanmış Erkan, daha Osmangazi'nin haritasını ezberlemeden gönlüne Büyükşehir aşkı düştüğü/dürüldüğü için hata üstüne hata yapıyor.

Bu köşenin müdavimleri bilir; Bursa'da fırtına koparan, "Osmangazi, Erkan Aydın'a on gömlek büyük geldi!" başlıklı yazımda da altını hassaten çizdiğim gibi; erken yaşta kalbine indirilen Büyükşehir aşkı ile Mecnun'a dönen Erkan, barınakta, kan koklatılan canlara dehşetin altın çağının yaşatılmasından bile herkesten sonra haberi oldu.

Pusulasını ceketinin astarı içinde kaybeden Erkan, kendiyle öylesine meşguldü ki; barınaktaki dilsizlerin ölüleri sallandırılırken; Şükrü Erdem'e karşı, “Borçları duvardan aşağı sallandırmadık..." laf lakırdısıyla "Birlik Toplantısı"nda ayrıkotu oyununu sahnelemekten bile geri durmadı. Psikologlar, bu acıklı durumu nasıl yorumlar bilemiyorum, ama ben "Açık Uyum Bozucu Narsizm" kokusu aldığımı söyleyebilirim. 

Son olarak, en başta kendi partililerinin dahi yüzünü yere düşüren o sosyal medya paylaşımı hakkında her türlü yorgunluğu göze alsam da sözcük çantamdan kaleme düşürecek kelime bulamıyorum desem yeridir.

Fakat mesele basit; Erkan, Alinur'un kibirli kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerine karanlıkta sufle veren FETÖ kırması ganimet avcısı kifayetsiz muhterislerin ağına düşmüş olacak ki; kukla gibi oynatıyorlar.

Kuklacıların hareketlerinden perdeye yansıyan ise şu: Erkan'ın Büyükşehir Belediye Başkanı olması gerekiyor. Bunun için sabah-akşam Mustafa Bozbey kötülenecek, yıpratılacak. CHP'li Bozbey, Ak Partili Faruk Çelik ile aynı karede resmedilerek CHP'lilerin nazarında (güya) kredisi düşürülecek. İşin daha da dramatik bir hal alması için Bursaspor'u küllerinden dirilten ve şaha kaldıran genç başkan Enes Çelik'e de itina ile iftira atılacak...

Siz ne dersiniz bilmiyorum, ama böylesine kepaze bir kurnazlık ancak Maklube'ye kaşık sallayanların harcı olabilir. 

Ne var ki; plan arzu ettikleri gibi gitmedi. Saat gece yarısını vurduğunda büyü bozuldu. Küheylanların fare, faytonların balkabağı olduğu şöyle dursun, ipler dolaştı, perde yırtıldı. Haliyle rezalet sahneye kadar taştı.

Mustafa Bozbey'i, Faruk Çelik'i ve Enes Çelik'i aynı kara kareye koyup kötülemek için açılan ağızlardan fışkıran salyalar Erkan'ın eline, yüzüne bulaştı. Yüzü kızardı mı bilmiyorum, ama kirlendiği aşikar.

Bu köşenin takipçileri için tekrar olacak, fakat yeni başlayanlar için yinelemem gerekiyor.  O çok ses getiren, "Osmangazi, Erkan Aydın'a on gömlek büyük geldi!" başlıklı yazımı, "Yakalandığı kibrin salgın hastalığına karşı kendini tedaviye yatırmazsa, değil Büyükşehir'e demir atmak, elindeki Osmangazi'yi de kaptırması sürpriz olmaz..." ikazıyla noktalamıştım. Geçen zaman ve son yaşananlar gösteriyor ki; Erkan'ın bu taraklarda hiç bezi yok. 

Binaenaleyh, Alinur'un kibirli kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerine karanlıkta sufle veren FETÖ kırması ganimet avcısı kifayetsiz muhterisler, Erkan'ı "Büyükşehir aşısıyla" çoktan zehirlemişler ve o artık iflah olmaz bir virüsün pençesinde kıvranıyor.

Tamam, partiye akıl vermek bana düşmez, ama okurun sorusuna istinaden fikrimi paylaşmamda da bir sakınca olmasa gerek.

Bundan mütevellit olması gereken şu: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, derhal duruma müdahale etmeli ve ivedilikle Erkan'ın belediye başkanlığından istifasını istemeli. CHP grubu, kendi içinden daha makul bir ismi seçer ve süreç sorunsuz devam eder.

Çünkü kriz görünenden daha derin. Benzetmede hata olmaz, Erkan, CHP'nin kangren olmuş parmağı gibi duruyor. Özgür Özel, eğer kangren olmuş o parmağı kesmezse yara bünyeyi çürütecek ve Bursa'da partisinin başına telafisi imkansız dertler açılacak.

Hadi, biraz daha açık söyleyeyim. Bana öyle geliyor ki; CHP,  Bursa'da çoklu krizin odağı haline gelen Erkan'ı kulübeye çekmezse üç sene sonra bırakın Osmangazi'yi yeniden kazanmayı, üç vakte kadar Büyükşehir'i kökünden kaybetmesi işten bile olmayacak. CHP, Erkan'ın keyfinin kahyaları için önce Büyükşehir'i sonra da Osmangazi'yi feda etmez herhalde değil mi?

SON SÖZ:

Bitirirken bir uyarı da çok kıymetli Dağlı hemşerilerime yapmak isterim. Erkan'ın sayfasından yapılan hezeyan paylaşımdan sonra, sayıları az da olsa bazı hemşerilerimiz samimi duygularla "Seninleyiz" mesajları paylaşıp, Erkan'a (Aslında hak etmediği halde) arka çıktılar. Değerli hemşerilerim! Her partiden hemen hepimiz, sırf "Dağlı" diye Erkan'a destek verdik, ama o, şu ana kadar bunu hak edecek bir sicil üretmedi. Kendisini "İmtiyazlı" katına koyup, "Hayırsız evlat" misali Dağlıların kredisini har vurup harman savurdu. Bu umursamaz, hoyrat tutumuyla gelecekte başka Dağlı isimlerin Osmangazi'ye, belki de Büyükşehir'e yapacağı seferin önüne kurşuni bir sis perdesi çekti. Kimse kusura bakmasın, ne Erkan bu kadar imtiyazı hak ediyor ne de bilabedel koşturan Dağlılar bu muameleye müstahak.

 

-----

"Osmangazi, Erkan Aydın'a on gömlek büyük geldi!" başlıklı yazımı okumak için tıklayınız!

 

-----

"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."

Mustafa Gültekin Hakkında

Ağaçhisar'da 1977'de Şubat'ın ayazında anamın kucağında açmışım gözlerimi dünyaya. Babamın sıcak nefesiyle kulağıma okuduğu ezanla duymuşum adımı.

Mustafa

Kendimi, "Asabı bozuk bir yazı gündelikçisi" olarak tanımlıyorum. Gazeteciliğe, ortaokulda, okul gazetesi çıkartarak başladım. İlk basın kartımı "bir eğitim hizmeti" olarak burada aldım ve o gün bugündür kendimi mesleğin öğrencisi olarak görmeye, öğrenmeye devam ediyorum.

Araf'tan yeryüzüne dağıldığımızdan beri, yurt tutmayan düşlerimin peşinde, kaleme duyduğum hürmetle 20 yılı aşkın bir süredir yerel ve ulusal gazetelerde yazılar yazıyorum. Evliyim ve Canevim, Yürek Yongam Neslihan Azra'mın babasıyım.