Bundan önceki iki yazımda Osmangazi Belediyesi'nde yaşanan hayvan katliamını masaya yatırmış ve işimle alakalı sarsıcı kararlar alma pahasına Erkan Aydın'ı en sert cümlelerle eleştirmiştim.
Malumunuz, Osmangazi Belediyesi'nin hayvan barınağında dehşetin altın çağını yaşatan bir operasyonla hayvanlara bildiğiniz suikast yapılmıştı. Konu ulusal gündeme bile taşınmasına rağmen kibrin salgın hastalığına yakalanan Erkan Aydın, azıcık sorumluluk üstlenmek, utanıp özür dilemek yerine dramatik bir pozla, "Bana operasyon çekiliyor, itibar suikastı yapılıyor" diyerek bir de mağduru oynamıştı.
Asabı Bozuk Yazı Gündelikçisi olarak, Osmangazi'de vicdanlara kurşun sıkan rezalet karşısında, "Ama evinde kedi, köpek besliyor...' diyerek Ekan Aydın'ı temize çekemezsiniz. Kabullenin, ortada dağ gibi bir vicdansızlık, bal gibi bir liyakatsizlik var..." diyerek duruma itiraz etmiştim.
***
Tamam, Osmangazi'de yaşanan "hayvan krizi" Erkan Aydın'a çekilen bir operasyon değil, fakat biran öyle olduğunu düşünsek bile ortada çok büyük bir ihmalin, boş vermişliğin, liyakatsizliğin, beceriksizliğin olduğu da yadsınamaz. Bunun vebali de Erkan Aydın'ın omuzlarında.
Gelin görün ki; Bursa'da CHP'li belediyelere aba altından sopa gösterildiği de bir gerçek. Bunun en belirgin örneğini BURULAŞ grevinde çok net gördük. Türkiye'de öğretmen maaşı bile 53 bin lirayken; sendika, BURULAŞ'ta 91 bin lira maaşa burun kıvırıp "grev" diye tutturdu. Tutturmakla kalmadı, bir de "BURULAŞ'ı yakarım" diye tehdit bile savurdu. Allah'tan Bursa kamuoyu sendikayı kınayıp, Başkan Bozbey'in yanında durdu da sendika, anlamsız eylemi uzatmaya cüret edemedi.
Galiba, Büyükşehir'de maya tutmayan operasyon bu sefer Nilüfer Belediyesi'nde denenmek isteniyor. Tekrar ediyorum, öğretmen maaşının 53 bin lira olduğu Türkiye'de sendika, Nilüfer Belediyesi'nin önerdiği 78 bin lira maaşı "İstemezük" diyerek 29 Mayıs itibarıyla "grev" kararını ilan etmiş.
Ne var ki; Bursa kamuoyunun sağduyusu dün Mustafa Bozbey'in yanında durduğu gibi bu sefer de Şadi Özdemir'in yanında durmaktan geri durmayacaktır. Bundan mütevellit Bursa Saati'nden meslek büyüğüm Yüksel Baysal'ın, yazısına seçtiği, "Şadi Özdemir’i teslim alamayacaksınız" başlığının altına imzamı atıp, aynen tekrar etmek istiyorum. Şadi başkan, Nilüfer'de kurulmak istenen "rant çarkına" çomak sokup, ne pahasına olursa olsun, dik durmayı seçen bir isim.
"Operasyon" mu görmek istiyorsunuz? Büyükşehir'de denenen ve Nilüfer'de denenmek istenen, her haliyle anlamsız, tutarsız "grev" kararına bakabilirisiniz. Hemen söyleyeyim, aynı Şark kurnazlığı yarın bir gün Osmangazi'de Erkan Aydın'a karşı da tedavüle sokulabilir. Emin olun, işte o zaman bu fakirin kalemi, Erkan Aydın'ı savunmaktan, yapılana "Operasyon" demekten zerre geri adım atmayacaktır, bilesiniz.
SON SÖZ:
Bakın şimdi, Büyükşehir'i hala Alinur Aktaş yönetiyor olsaydı, verilen 91 bin lira maaş için değil grev, belediyenin önünde halay çekilir, övgünün bini bir para olurdu. Aynı şekilde, Nilüfer'deki 78 bin lira maaşı Ak Partili bir belediye verseydi, başkan için "İşçi babası" diye naatlar söylenirdi. Elbette ki; emekçilerin alacağı parada gözümüz yok. Allah daha çok versin, ama ülkedeki yüksek enflasyondan, berbat ekonomiden belediyeler, hele hele CHP'li belediyeler hiç sorumlu değil. Süleyman Demirel'in "Benzin vardı da biz mi içtik" dediği gibi, hükümet ekonomiyi iyi yönetti de CHP'li belediyeler emekçilerden mi esirgedi.
------
"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."