Yavuz Ağıralioğlu Kütahya'dan seslendi!

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin Kütahya’da düzenlenen “Halk Buluşması”na katıldı. Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyeleri de eşlik etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN İKTİDAR NAMZETİYİZ

“İlkeli itiraz edenleriz. Yalanla, haramla kazanmaktansa doğrulukla kaybetmeyi göze alacak kadar ilkeli mücadele edenleriz. İktidara doğru zamanda itiraz ettik. Muhalefetin muhtevasızlığına doğru zamanda itiraz ettik. 1 Kasım’da 1. yılımız için Ankara’da toplanacağız. Önümüzdeki dönemin iktidar namzetiyiz. Geçmişe muhasebelerimizi doğru yapıp bakıyoruz. Planlı, programlı yürüyoruz.  Bu memleketi parti kavgasına kaptırmayacak kadar hassasiyetimiz var. Devletimizi devlet olarak, milletimizi millet olarak ayağa kaldırmazsak, başımıza gelecek olanları gördük bundan daha fenası başımıza gelmesin diye Anahtar Partiyi kurduk.

BİR ASRIN BİR ÇEYREĞİNİ TEK PARTİYE VERDİK

4+4+4’le deneme tahtasına dönülen, müfredatla çocukları kevgire çeviren, sınırları beklenmediği için şehirlerde yaşam kalitesi bozulabilen, adalet siyasetin gölgesinde örselenince siyaseti de bu mücadelede kirletebilen bir maharet… 23 yıldır iktidarda tutuyoruz AK Partiyi, millet olarak. Her istediklerinde, daha fazlasını vererek umutla bekliyoruz 23 yıldır. 2 yıl daha direnirlerse, 100 yıllık cumhuriyetin dörtte birini bir partiye teslim etmiş olacağız. Her istediklerini yapabilme kudreti verdik onlara. Bir asrın bir çeyreğini tek partiye verdik. Mustafa Kemal Atatürk, Başkomutanlık salahiyetini süreli almak zorunda kaldı. Sınırsız yetki istedi, verilmedi. Süreli verildi, tartışıldı, 1 oy farkla verildi. Bu iktidara sınırsız yetki verildi, bu sınırsız yetkilerden milletin hissesine düşeni gördük. Anahtar Parti o yüzden böyle saf saf, milletin ufkuna dizildi.

RAKİBİMİZ DE OLSALAR, ÜLKENİN DIŞINA ÇIKTI MI AĞZIMIZI KAPATMAK ZORUNDAYIZ

Sınırsız yetkilerle geçirilmiş 25 yıl. Bu 25 yılın sonunda cumhurbaşkanımıza, kabinedeki arkadaşlarımız küresel lider methüsena tweetler atabildiler, katıldığı ulusal toplantılarda. Yurda döndüğü için şimdi rahat konuşabiliyorum. Anahtar Partinin böyle bir hassasiyeti var ve hep olacak. Bizim rakibimizde olsalar, ülkenin dışına çıktı mı ağzımızı kapatmak zorundayız. Dışarı çıkınca rakibimiz değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı, Türk milletinin temsilcisi durumundalar. Dolayısıyla ülkenin dışına çıktılar mı onları haleldar edecek bir söz söylememe hassasiyetiyle davranacağız. Yurda döndüler, şimdi muhasebemizi dinlemeliler. Dünyaya, Türk milleti adına söylediğiniz itirazların arkasında şerefle duruyoruz. Ama küresel liderlik sadece konuşarak olmuyor sayın cumhurbaşkanım.

ZENGİZOR KORİDORU’NU 100 YILLIĞINA KİRALAYAN DEVLET BİZ OLMALIYDIK

Bir yerde zulüm varsa orada mutlaka Türk milletinin itirazı vardır. Zulmü durdurabilen kudreti vardır Türk milletinin. Amerika Birleşik Devletleri’nin zulmü durdurun diye rica etmekte artık bizi zül hattında tutmaktadır, bilesiniz! Biz, Amerika’ya gidip artık bu zulmü durdun diye rica etmeyi de devlet ve millet olarak zül atfediyoruz cumhurbaşkanım. ZengizorKoridoru’nu 100 yıllığına kiralayan devlet biz olmalıydık. Netenhayu’ya, bombalamayı derhal durdur iradesini gösteren küresel liderliğin ev sahibi olmalıydık. Trump deyince değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı durun deyince durdurulacak kudretle küresel lider olunuyor sayın cumhurbaşkanım. Dünyada Türk milletini mesuliyet hattından çektikleri için bu zulmü yapabiliyorlar. Önce Türk milletini vuruyorlar sonra bütün dünyayı dizayn ediyorlar.

TERÖRDEN AMERİKA BESLENİYOR

FETÖ darbesini yaptılar diye kızdıklarınıza, PKK’ya finansman ve silah sağlıyorlar diye bağırdıklarınıza, dostum diyorsunuz sayın cumhurbaşkanım. Gazze’ye otel yapacağım diyene dostum diyorsunuz sayın cumhurbaşkanım. Size, milletinizin evlatlarıyla yürüyün dediğimiz için de bize kinden, garezden, nefretten, terörden besleniyor diyorlar. Terörden Amerika besleniyor sayın cumhurbaşkanım. Terörden beslenenlerle yürüyorsunuz sayın cumhurbaşkanım. Bu memlekette, terördün bizzat kurucularıyla bu ara yollarınız kesişti, yol arkadaşısınız sayın cumhurbaşkanım. Kendiniz ifade ettiniz, ‘DEM, MHP, biz, hep beraberiz. Beraber yürüyeceğiz, dertliyiz’ dediniz sayın cumhurbaşkanım. Anahtar Parti, sizin 2 senede bir hainlerle kahramanların yerini değiştirmenize itirazla kuruldu sayın cumhurbaşkanı. Biz beğenmedik! Sizin 2025 yılı karnenizi beğenmedik.

HÜKÜMET TAŞLAMIYORUZ, KENDİLERİNE, KENDİLERİNİ TAŞLATACAĞIM

Enflasyonla mücadele programınız 7 yılda, kalkınmamız 7 yılda… Öldük sayın cumhurbaşkanım. Sizin bu vaat diye söylediklerinizin, sizin siyasi iktidarınızda tekabül ettiği şey nedir biliyor musunuz? 2028 yılında, bizi 2011 yılına döndüreceksiniz. Bunu alkışlamamızı istiyorsunuz. Sandıkta görüşeceğiz. Memleketi yönetmek kolaydır. Bu kadar imkânı olan memleketi batırmak zordur, onu da başardınız. Bu 20-5 yıllık karne AK Partinin karnesi olsaydı da CHP’nin karnesi olsaydı, sayın cumhurbaşkanı da zindana atılsaydı şiir okudu diye, kendisi de zindandan yeni çıkıyor olsaydı, yani AK Parti’yi 2002 de değil, 2025 de kuruyor olsaydı. Tayyip Bey şimdi konuşsaydı kendi 25 yıllık iktidarına değil, bu karneye sebep olan CHP’nin 25 yıllık iktidarına şimdi Adalet ve Kalkınma Partisini kurup konuşuyor olsaydı, ne diyorsa razıyım ben. Hükümet taşlamıyoruz, öyle bedava iş yok! Kendilerine, kendilerini taşlatacağım. Bu siyaset algoritmasını altüst edeyim de bir görsünler. Santim santim hesap soracağız.

ANAHTAR PARTİ ÜSTÜNE MESULİYET YAPIŞTIRACAK HÜKÜMETİN

Cumhurbaşkanımız şimdi siyasete girse simidi sallayacak. Simidi salladığı elinde de diyecektir ki, ‘bu simidi salladığım elde yüzükten başka mal yok. Eğer fazlası varsa bana hırsız diyebilirsiniz’ diyecektir. Kendi sözleri. Bir millet bu kadar fakirliğe mahkûm edilir mi diye bağıracaktır. Tayyip Bey şimdi parti kursa, bu 25 yıllık karneye sokağı haram eder, sokağa çıkarmaz. Çünkü bu karne sokağa çıkabilecek bir karne değildir. Kemal Beyse, Kemal Bey, Özgür Beyse, Özgür Bey… Diyecekti ki, ‘ey CHP siz ne zaman gelseniz enflasyon oluyor, faiz oluyor, rant oluyor, yolsuzluk oluyor…’ böyle diyecekti. Niye diyemiyor şimdi? Enflasyon var diyorsunuz, CHP yüzünden diyor. Faiz var diyorsunuz, Kemal bey yüzünden diyor. Diyorsunuz ki çocuklarımızın işi yok, Meral Hanım yüzünden diyor. Hiç üstüne bir şey yapıştırmıyor. Ama Anahtar Parti üstüne mesuliyet yapıştıracak hükümetin. Güzel sözler söyleyerek iktidar olma dönemini bitiriyoruz. Güzel işler yapmak lazım, laf karın doyurmuyor.

ASIM'IN NESLİNİN İŞİ YOK

Terörsüz Türkiye diye bir gündem konuşuyorsunuz. Zannediyorsunuz ki memleketinizin böyle bir gündemi var. Gidin bakalım Anadolu da böyle bir gündem var mı? Gidin görün bakalım. İşsizlik gündemi var, sifzahsızlık gündemi var. İnsanlar feryat figan bağırıyor, siz terörsüz Türkiye’yi konuşmak istiyorsunuz. Millet çocuklarını hastanelerden topluyor, madde bağımlılığının pençesinde kıvranıyorlar. Evladımız madde bağımlısı diyemiyorlar, utanıyorlar. Kendilerini ifşa edemiyorlar. Ellerinde ne varsa çoluğu çocuğu tedavi olur diye satıyorlar, sonra elde bir şey kalmayınca kendi evlatlarını şikâyet ediyorlar. Çünkü evlatları tarafından öldüreceklerinden korkuyorlar. Bizimkiler de Asımın nesli diye konuşmalar yapıyorlar, iyi mi? Asımın nesli madde bağımlısı sayın cumhurbaşkanım. Asım'ın neslinin işi yok, aşı yok, hayali yok Sayın Cumhurbaşkanım.Konuşurken ama güzel konuşmak, istatistik vermek kolaydır.

BANA GEL KURTUL, GELMEZSEN CANINA OKURUM DÖNEMİ

Soruşturma yaptığınız belediyeleri ayartıp almaya çalışmak nedir yani?CHP yapsa derim ki kardeşim haddinizi bilin.Ne münasebetsizlik yapıyorsunuz? Ustalık döneminin sonuna cumhurbaşkanımız bir dönem daha ekledi.Bana gel kurtul, gelmezsen canına okurum dönemi yani.O yüzden memlekette bizim gördüğümüz bu tomografi memleketin kötü yönetildiğinin alamettir.Memleketimiz kötü yönetiliyor. Memleketimiz iyi yönetilirse değil 85 milyona,850 milyona yeter.  Kürt’tü, Türk bendi, Aleviydi, Sünni’ydi böyle bir gündemimiz yok bizim. Bizim vazifemiz ekalliyet saymak değildir.Siyasetin vazifesi kimin ne kadar Müslüman olduğunu sorgulamak değildir.Siyasetin vazifesi kimin ne kadar milliyetçi, kimin ne kadar vatansever, kimin ne kadar cumhuriyetçi olduğunu sorgulamak değildir.Vatandaşınızın sadakatini, vatandaşınızın size olan itaati üzerinden kapasitesini, inancını, mezhebini, meşrebini size tarttırmayacağız kardeşim. Hep mazeretleri var arkadaşlar. 25 yıldır iktidardalar, bir 25 yıl daha verseniz vallahi razılar yani. Utanma da yok. AK Parti'ye 600 vekil versek de olmayacak onu bilmiyorlar. Onu hatırlatacağız onlara.AK Parti'nin problemi hükümetin problemi MHP'yi de katıyorum.Hükümetimizin problemi sayısal güç eksikliği değildir. Herşeyi yapmaya güçleri yetmektedir.Ama bu kadar güce rağmen bizi 4-5 yıldır yüksek enflasyona mahkûm ettiler.Bu millet sizin deneme tahtanız mı?

BAKANLAR MECLİSTEN ÇIKSIN İSTİYORUZ

AnahtarParti 1. yılında bütün bu olanın tomografisini çekip ne yapılacaksa yapılacaklara karar verip yolda adaletin üstündeki siyaset gölgesini kaldıracağız.HSK'nın anayasa mahkemesinin iktidar parti lehine bozulan dengesini adalet lehine düzelteceğiz.Devlet Planlama Teşkilatı'nı kuracak, planlama kapasitesi olan bir devleti gösterecek.Cumhurbaşkanı bir daha seçilecekse bu 50+1’den seçilmesindeğiştireceğiz.Bakanlar meclisten çıksın istiyoruz, konuşabiliriz bunu. Meclisin bütçe hakkı olsun istiyoruz.Bütçe hakkı olmayan meclis, meclis değildir. Devlet harcadığı her kuruşun hesabını versin ve meclis sorumlu olsun istiyoruz.İstediğimi yaparım, istediğimi harcarım, kimseye de hesap vermem dönemine son verilsin istiyoruz.Cumhuriyeti çocuklarımıza bir nimet gibi vereceğiz. Kürtleri bölücülerin elinden kurtarabileceğiz.Yani bu memlekette biz kurtarıcıyız diye gelen ve memlekete yük olan herkesin elinden memleketi almak zorunda olduğumuzu bileceğiz. Dindarlar, dindarlığın iktidarında dinimize, dindarlığımıza yük oldular.Dindarlığın ahlakı lazımdı bize. Dindarlığın ahlakıyla devlet yönetimini buluşturamadılar.Milliyetçilerin milliyetçiliğimizin kudretli iktidarında devlet beyimizin bilge liderimizin kudretli iktidarında paramız bu durumda.Değersiz. Meksika pezosu falan demeyi eskiden severdik.Meksika'ya kurban olun yani. Biz şimdi Afrika'nın adı sanı duyulmamış ülkelerinden bile parası kötü durumdayız.

41 YILDIR BİR GÜN PKK DEYİNCE KÜRT DEMEDİK

Bize PKK kadar sorumlu davranmamız gerektiğini söylüyorlar. Biz memlekette sorun sayıyoruz.Onlar bize PKK kadar sorumlu davranın diye açıklama yapıyorlar.Milliyetçiliğin mesuliyeti varken yapamadıklarının sorumluluklarını da aldık kabul ettik, o da bizim üstümüzdedir.  41 yıldır Kürtler PKK tarafından bizden alınmasın diye hassasiyet gösteriyoruz.Bu PKK'lılar Kürtleri milletlerinden koparmasınlar, bu alçaklar, teröristler Kürtleri milletimizden ayrı gayrı koymasınlar, araya kin nefret tohumu ekmesinler diye 41 yıldır kuru ekmeklerle büyüttüğümüz evlatlarımız ölüyorlar ki Kürtleri bizden PKK'lılar almasın diye.41 yıldır bir gün PKK deyince Kürt demedik. Bir gün Öcalan deyince Kürtler demedik.Dilimize bu kadar çirkin bir sözü hiç düşürmedik. Şimdi şimdi finaldeyiz.  Biz bu bölücülere Kürtleri kaptırmayacağız.Bu PKK'ya Kürtleri temsil ettirmeyeceğiz.Bu Öcalan'ı Kürtlerin temsilcisi saymayacağız, saydırmayacağız. PKK Kürtlerin temsilcisi değildir diyoruz. PKK'yı Öcalan'ı Kürt'e değdirmek Kürt'e küfürdür diyoruz.Şimdi Kürt de diyecek ki Öcalan'ı bana değdirelim kalbini kırarım.PKK ile benim ismimi yan yana ananın karşısında dururum karşısına çıkarım diyecek.Diyecekler taraf olacaklar.Evlatlarınızı verdiniz.41 yıldır bu alçaklar bizi sizden koparmasın diye evlat verdiniz. Hatır sayıyoruz.PKK'ya biz de sizin gibi düşmanız diyecekler. Diyecekler, Kürtler de diyecekler. Hükümetin kabahati var. Kendi milletine vereceği hakkı Öcalan üzerinden vermenin utancı da bize düştü. Kürt deyince Öcalan demeye karar verdiler. Siyasetin mahcubiyeti bize düştü.Devlet Bey, Kürt sorunu diye bir şey konuşulurken Öcalan'ı çözümün adresi haline getirdi.Devletin mücadele algoritması çöktü.PKK'nın önüne mikrofonlar kondu, 41 yıldır bu mücadelede bedel ödeyenlerin bedelleri hüzün olarak kalplerine devlete teslim ettikleri güçle zillete dönüştü.Onun mesuliyetini alarak konuşuyorum. Öcalan Türklerin temsilcisi değildir, teröristtir.

PKK'LIYSANIZ CANINIZ CEHENNEME

Gezerken ahaliden karşılaştıklarımız sitemediyorlar. Diyorlar ki biraz siz sert oluyorsunuz, bizi ayrıştırıyorsunuz. Diyorum ki siz kimsiniz? Bazıları diyorlar ki biz HDP'liyiz. Bunlara diyorum ki siz PKK'lı mısınız?Değiliz diyorlar. Ben PKK'lıları ayrıştırıyorum diyorum.PKK'lıysanız sizi de ayrıştırıyorum diyorum.Değilseniz benim sözümden niçin alınıyorsunuz ona kızıyorum. Ben PKK'ya söyleniyorum.Siz niçin bana söylüyorsunuz demenize kızıyorum dedim. PKK'lı değilseniz üstünüzde alınmayın.PKK'lıysanız canınız cehenneme diyorum. PKK'yı bitirdik, PYD geldi.Hiç eksik kalmıyorlar. Alfabede harf bırakmadılar. İnsanlığın ufkuna merhamet olmuş bir milletin kalbine hançer olmak için alfabede haf bırakmadılar.Olsun, biz aşinayız. Biz alçakları alfabeyle saymıyoruz.

MİLLET KENDİ EVLATLARINI ÖLDÜRENLERİN ADININ SAYGIYLA ANILDIĞI MECLİSLERLE YÖNETİLMEZ

Öcalan'a, terör örgütüne, terör örgütünün kurucularına methüsena etmek kanunla yasaklanacak. Milletimiz bilsin, Anahtar Parti'nin vaadidir. Bu Türk milletinin meclisinde çocuklarımızın katilinin ismini övgüyle anan maaş alamaz kardeşim.Kanun çıkacak kardeşim. Biz öyle kanunsuz, kuralsız, hukuksuz iş yapmayı da sevmeyiz.Çocuklarımızın başına bela olan bir terör örgütünü alanlara seçim yardımı yapılmayacak kardeşim.Kaç liralık adam göreceğiz bunları. Maaşı riske edebiliyorlar mı göreceğim ben bunları.Bu dava adamlarını göreceğim ben. Efendim diyeceğiz ki mesela Öcalan'a sayın diyenin maaşı gidiyor.Deyin göreyim. Sonra gerçekten maaşını riske edip diyebilene de diyeceğim ki tamam, sen gerçekten iyi bir PKK'lısın. Kaç kuruşluk adam? Bir bakacağız.Öcalan'a suç demeyi biz suç olmaktan çıkardık. Övündükleri şeye bak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Sayın Öcalan falan lafları kulakları kalpleri kabirleri şehitleri muazzep ediyor yahu.Bir millet kendi evlatlarını öldürenlerin adının saygıyla anıldığı meclislerle yönetilmez. Anahtar Parti gelecek, meclis neye dönecek göreceksiniz. Biz sizin kantarınızda tartılmaktan bıktık.Siz kimsiniz ki bizim vatan sevgimizi, dinimizi, imanımızı, millet sevgimizi tartıyorsunuz?Siz kimsiniz? Siyasetin kendisine böyle hak gördüğü bu alanı da gördük.”