Barajlar boşalıyor, gıda fiyatları yükseliyor!
  • ÇEVRE/İKLİM
  • 27 Ağustos 2025 Çarşamba 15:05

Türkiye’de baraj doluluk oranlarının kritik seviyelere düşmesi ve göllerin kuruması, tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, kuraklığın arz daralmasına yol açarak fiyatları yükseltebileceği uyarısında bulunuyor.

Çorum’un Alaca ilçesinde çiftçilik yapan Ümit Ayduğan, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, kuraklığın tarla üretimi üzerindeki etkilerini şöyle özetledi:

"Buğdaydan da ayçiçeğinden de nohuttan da verim alamıyoruz. Geçen yıla göre verimimiz yarıya düştü. Girdi maliyetlerimiz yüzde 100 artıyor ama ürünümüz yüzde 30 civarında değerleniyor. Bu da bizi zarara sokuyor."

Ayduğan, önümüzdeki yıl için de endişeli olduğunu belirterek, "İstediğim tohumu atamadım, gübreyi alamadım, bakım yapamadım. Hava normale dönse bile hem verim hem kalite düştü. Bu yılki gibi bir tablo tekrar ederse çiftçi tamamen batar," dedi. Ayrıca desteklerin zamanlamasına tepki göstererek, "Zamanında verilmeyen para destek sayılmaz. Çiftçi ya bankaya ya kooperatife ya da tefeciye borçlanıyor; borçla ekim yapıyor" ifadelerini kullandı.

BARAJ VE GÖLLERDE KRİTİK SEVİYELER

Türkiye genelinde yağışların azalması, baraj doluluk oranlarını ciddi şekilde düşürdü. Bursa’da Nilüfer Barajı tamamen kururken, Doğancı Barajı’nın doluluk oranı yüzde 19’a kadar geriledi. İzmir’de Tahtalı Barajı’nın su seviyesi yüzde 7’nin altına indi. Ülke genelinde baraj doluluk oranı yüzde 42’ye düşerken, geçen yıl aynı dönemde bu oran yüzde 53’tü.

Burdur Gölü ve Akşehir Gölü gibi sulak alanlar ise son yıllarda hızla çekildi; bazı göller tamamen kurudu.

AFETLER ZİNCİRLEME ETKİ YARATIYOR

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, tarımın doğaya bağımlı stratejik bir sektör olduğunu vurguluyor. Suiçmez, kuraklık, don, dolu, sel ve fırtına gibi afetlerin yanı sıra deprem ve yangın gibi olayların da üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, "Bu süreç sadece çiftçiyi değil, tüketiciyi ve ihracatçıyı da zincirleme biçimde etkiliyor" dedi.

Suiçmez, tarımsal üretim alanlarında hasar, toprak yapısında bozulma ve su kaynaklarında azalma yaşandığını; bunun üretici gelirini düşürdüğünü ve üretimden vazgeçişleri hızlandırdığını ifade etti. "Arz açığı oluştuğunda ulusal gıda arzı daralıyor, fiyatlar yükseliyor ve sağlıklı gıdaya erişim zorlaşıyor" diye ekledi.

BİTKİSEL ÜRETİMDE AZALMA BEKLENİYOR

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs 2025 verilerine göre bitkisel üretimde düşüş öngörülüyor. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde üretimin yüzde 4,1, sebzelerde yüzde 1,7, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise yüzde 24,4 azalacağı tahmin ediliyor.

Bazı ürünlerdeki düşüşler şöyle:

    Buğday: %5,8

    Arpa: %8

    Yulaf: %23,1

    Patates: %13

    Fındık: %27,5

    Antep fıstığı: %54,6

    Elma: %38,7

    Kiraz: %55,7

    Üzüm: %18,6

Buna karşılık mısır ve ayçiçeği üretiminde artış bekleniyor.

ÖNLEMLER GEREKİYOR

Suiçmez, tarımsal politikalarda yapısal dönüşüm gerektiğini belirtiyor. Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulamaya geçirilmesi, DSİ’nin altyapı yatırımlarının tamamlanması, modern sulama sistemlerine geçilmesi ve kuraklığa dayanıklı tohumların yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.

Suiçmez ayrıca, tarım sigortası sisteminde reform yapılmasını, poliçe maliyetleri ve hasar tespitlerindeki sorunların çözülmesini ve sigortanın kamu desteğiyle yaygınlaştırılmasının şart olduğunu söylüyor. "Üreticinin iklim risklerine karşı tek başına ayakta kalması mümkün değil; devletin afet öncesi, anı ve sonrası için sistematik bir destek mekanizması kurması gerekiyor" dedi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise kuraklıkla birlikte su kirliliği ve doğa tahribatına dikkat çekiyor. Bayraktar, "Doğayı kirletenlere ağır yaptırımlar ve caydırıcı cezalar uygulanması gerek" ifadelerini kullandı.

GIDA FİYATLARI YÜKSELİŞTE

TÜİK Temmuz 2025 verilerine göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 27,95 olarak kaydedildi. Bağımsız araştırma grubu ENAG ise yıllık artışı yüzde 65,15 olarak hesapladı.

FAO verilerine göre küresel gıda fiyat endeksi Temmuz’da 130,1 puana çıkarak Şubat 2023’ten beri en yüksek seviyesine ulaştı. Merkez Bankası da gıda fiyatlarının enflasyon görünümünde yukarı yönlü risk oluşturduğunu vurguladı.

Ekonomist Oğuz Demir, "Önce don ardından gelen kuraklık ve susuzluk sonbahar için ciddi bir alarm veriyor" diyerek, Eylül sonrası gıda fiyatlarındaki olası artışa dikkat çekti.

UZMANLARDAN TAVSİYE

Baki Remzi Suiçmez, fiyat baskısını kırmanın yolunun üretimi ayakta tutmak olduğunu belirterek, mazot, tohum, gübre, sulama suyu ve elektrik gibi girdilerde desteklerin artırılması ve zamanında ödenmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca kuraklık, don ve dolu gibi afetlere karşı ek ekonomik ve teknik destek programlarının hızla uygulanması gerektiğini ifade ediyor.

HABERE YORUM EKLE